17 Eylül 2011 Cumartesi

İnsan beyni gizli kalmış süper güçlere mi sahip?

Unutmak ya da unutmamak işte bütün mesele bu. Sheakespeare gibi söylemesek de bilim insanları unutmanın sinirsel süreci ile ilgili tartışadursun; bir noktada birleştikleri konu neden ortalama bir insan beyninin görünüşte gereksiz görülen detayları fark edebilmek gibi bir yeteneğe sahip olabilmesiydi. Neden ortalama bir insan geniş bir hafızaya sahip olamıyorken, evrimsel süreç birçoğumuzun konu ile ilgili tüm gerçeklere odaklanmamızı sağlayabiliyor? 

Dünya üzerindeki en inanılmaz zihinlerin bazıları normal insanlardan farklı olarak bu filtre yeteneğinden yoksun, veya belki de bir savant (savant nedir? burada) olduğunu söylemek daha doğru olur, alakasız görünen bir nesne veya bir durum aslında bizim fark edemediğimiz bir şekilde konunun anafikri olabilir onlar için ve bu yüzden inanılmazlar. Her nasılsa beyinleri inanılmaz bilgi yüküyle depolanıyor ve hatta tamamen değişik yollarla farklı algılayarak ve olayları veya nesneleri ilişkilendirerek bizim fark edemediğimiz hatta gereksiz dediğimiz bu bilgiye erişebiliyorlar.

Stephen Wiltshire otistik (otistik nedir? burada) bir savant olarak düşünülebilir. O, kesinlikle "süper güç" denilebilecek bir yeteneğe sahip. "İnsan kamera" olarak tabir edilen Wiltshire' ın, karmaşık yapıların, binaların ve hatta manzaraların birebir kopyasını çizmek gibi sinir bozucu bir yeteneği var. Neredeyse gözlerinin önündeki her şeyi sadece küçük bir bakış ardından! Not almadan veya karalama yapmadan, Wiltshire yüksek bir gökdelene baktığında ne gördüyse pencerelerinin sayısını tam olarak çizimlerinde gösterebiliyor. Stephen' ın Roma' yı çizdiği videoyu izlediğinizde neredeyse NBC' nin popüler TV dizisi Heroes' un bir karakteri gibi görünüyor: süper insan yetenekleriyle doğmak. Diğer birçok savant gibi Wiltsihire' ın beyni hala bir giz. İlk kelimeleri olan "kalem" ve "kağıt" ı beş yaşına kadar söyleyemeyen Wiltshire gibi savantlar sanki başka bir dünyadan gelmiş gibi. 

Hayal edin: Dünya üzerindeki en zor dillerinden biri olan İzlandaca' yı sadece 7 günde öğrenebildiğinizi düşünün. Tanınmış savantlardan biri olan Daniel Tammet için bu çocuk oyuncağı. Peki nedir onun bu yeteneği? İşte onun bu sıra dışı yeteneğinin kaynağı sinestezi (bilim ve teknik dergisi yazıları burada)  ile ilişkili. O doku, şekil ve renk açısından numaraları hissediyor. Bazı bilim insanları Tammet' ın küçükken geçirdiği ve şimdilerde neredeyse bitmiş olan epileptik (başka bir yazı da burada) nöbetlerinin bir şekilde tüm insanların doğasında olabilecek olağanüstü bu yeteneğinin anahtarı olabileceğine inanıyor.

Yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde sıradışı yetenekler geliştiren bireyler görmek mümkün. Şiddetli bir beyin travmasıyla örneğin. Beyin ameliyatı geçirmiş bir hastanın ameliyatından önce sağ elini kullanıyorken ameliyatının ardından iki elini de aktif olarak kullanmaya başladığı gözlemler arasında yer alabiliyor. Alonzo Clemons' un ise, olağanüstü bir yetenek geliştirmesi, çocukken geçirdiği ciddi kafa yaralanmasıyla su yüzüne çıkıyor. (başka bir makale de burada) Kısa süre içinde gördüğü imgeleri -TV de bir anlık gördüğü bir sahne veya bir hayvanı- 20 dakikadan az bir sürede 3 boyutlu olarak tam doğrulukta yontarak kopyasını yapabiliyor. Yaptığı heykel her açıdan doğru düzgün ve her detayıyla kaslarına varıncaya kadar görülebiliyor. 

Benzer olarak Orlando Serrell' da alışılmadık yeteneklerine başının sol tarafına beyzbol sopasıyla aldığı darbe sonucu 17 Ağustos 1979' a kadar sahip değildi. O zamanlar 10 yaşındaydı. Serrell uzun süre şiddetli baş ağrılarından şikayetçiyken baş ağrılarının kesilmesiyle açıklanamaz bir şekilde şaşırtıcı karmaşıklıktaki tarihsel hesaplamaları yapabiliyordu. Ayrıca başına darbe aldığı güne kadarki her şeyi en ufak detayı bile örneğin; havanın nasıl olduğunu veya nerede olduğunu hatırlayabiliyordu.

Böyle vakalar nedeniyle bilim adamları çok yönlü üstün yetenekleri ifade etmek için varolan potansiyelin evrensel bir özellik olabileceğine inanıyor fakat normal işleyen bir zihin tarafından da gizlenmiş olabileceğini söylüyorlar. Bazı savantların vakalarında inanılan, beyindeki hasarın bir şekilde normal işleyişi bozduğu veya engellediği böylece bunun olağanüstü yetenek ve davranışların ortaya çıkmasını sağladığını söylüyorlar. 

Birbirinden bağımsız birçok araştırmacı "engelli" birçok bireyin çok az anlaşılmış bu fenomen nedeniyle aynı zamanda çeşitli açılardan "üstün yetenekli" olabildiklerini söylüyorlar. Sydney Üniversitesi bilinç uzmanı ve Bilinç Merkezi direktörü Allan Snyder için kesin olan; tüm insanların bu saklı kalmış üstün yeteneklere sahip olduğu ancak sadece bir kısmının, önceliği olan beyin fonksiyonlarının arızaları yoluyla açığa çıkabildiği. "Onların yapabildiği ama bizim anlamaya çalıştığımız bu fenomen istisnai durumlardır yine de ayrıcalıklı zihin yollarına sahip oldukları da bir gerçek." diyerek açıklıyor Snyder.

Bir şekilde hepimiz gizli kalmış süper yeteneklere sahipsek bu yeteneğimizi kalıcı veya en azından periyodik olarak normal beyin fonksiyonlarımızı tehlikeye sokmadan harekete geçirmek mümkün olabilir mi?  "Belki" diyor gönüllülerinin frontal temporal lobunun işlevini geçici olarak transkraniyal manyetik uyarım yoluyla durduran Avustralyalı bilim insanı. Yapılan deneylerde tarih hesaplamalarında, tarihsel olaylarla ilgili günlerin hatırlanmasında ve diğer sanatsal yeteneklerde hızlı bir gelişme gözlenmesine rağmen bilim insanları, insanların tümüyle sahip olabileceği gizli kalmış yeteneklerin hepsini şimdilik bilemiyor. 

20 yaş dişi çıkmayan insan artık Descartes' ın dediği gibi "düşündüğünün üzerine düşünebilen insan" yani Homo sapiens sapiens değil o artık "modern insan" ve neden olmasın; şu an için bilim insanlarının öngördüğü senaryo gelişmekte olan nörolojik çalışmalarla bir gün "sıradan" insan kendi zihninin gizli kalmış güçlerini açığa çıkarabilecek ve böylece hepimiz içindeki potansiyel "süper insan" ın doğmasına izin vereceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder